Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Sazlar

HORONLARA EŞLİK EDEN SAZLAR

1.KEMENÇE

Eski Türk kemençesinin Türkçe’mizdeki adı IKLIĞ yani OKLU KOPUZ’ dur. Yenisey Türklerinde ıyıl, lık, Altay Türklerinde "İkili", Anadolu'da "Iklık-Iğlık" gibi adlarla kemençenin varlığı vurgulanmaktadır. Ayrıca Çin'de Türklerden gitme, Afganistan'da ve Türkistan'da Türkmen, Özbek ve Kırgızlarda kemençenin adı KIYAK-GIÇAK'tır. Karadeniz kemençesinin nereden ve ne zaman geldiği belli değildir. 18. yüzyılda batı dans hocalarının elinde Peşet dedikleri cep kemençeleri görülmüştür.

Evliya Çelebi Eyüp oyuncakçılarının küçük kemençelerinden bahseder. Emel Heresti, kemençenin Macaristan'a Anadoludan geldiğini bilmekle beraber Macar ana yurdundan gelmişliği üzerinde haklı olarak durmuştur. Macar tarihçisi S. Takats, yaylı Türk sazlarının Türkiye'den Macaristan'a geldiğine inanmıştır. Gerçek olan şudur ki yaylı sazların Avrupa'ya Asya'dan geldiği, tarihinin Hunlar'a kadar uzandığı ve Anadolu'ya Oğuzlardan geçişidir. Horon nasıl sadece bir eğlence demek değilse, Kemençe de bir eğlence aleti değil, Türk Halk bilimi adına konuşan bir ağızdır.

Kemençe Karadeniz insanının tercümanıdır.Karadeniz bölgesinde Ordu, Giresun-Trabzon ve Rize illeri içerisinde görülmektedir. Rize'nin Pazar ilçesinden itibaren yerini Tulum-Zurna'ya bırakır. Kemençe başlı başına bir sanat ve oldukça zor bir çalgıdır. Ayakta ve oturularak çalınır. Yörenin oyununa ve türküsüne uymak için çok seri parmak, kol ve bilek hareketi isteyen bir çalgıdır.Kemençe'nin en önemli özelliği iki sesli çalınmasıdır. Bu da yayı iki tele birden sürterek ve bir parmağı iki telin üzerine basmak suretiyle olur. Melodiye göre dörtlü, altılı, yedili ve daha başka aralıklarda kullanılır. Normal akord'lu, (Re-La-Mi) bir kemençede "Re" teli üzerinde bir melodi çalarken genellikle "La" teli açık olarak kullanılır.

Telden tele geçişler yayla değil, baş kısmın bilek hareketiyle çevrilmesi suretiyle yapılır. Kemençenin üç teli vardır. Dört ses aralığı ile akort edilir. İnce tele zil adı verilir. 0.25 mm. çapında çelik tel kullanılır. İkinci tel önceleri bağırsaktan yapılırdı ve buna sağır tel adı verilir. Şimdilerde 0.30 mm çapında çelik tel kullanılır. Üçüncü bam teli olarak bilinir ve sırma teldendir.[12]

 Kemençede görülen akord çeşitleri [13], ince telden kalın tele doğru

 Normal Düzen                  Tulum Düzeni                   Köçek Düzeni

Re     La       Mi                 La     Re        La               Sol #   Fa #   Do #

KEMENÇENİN YAPISI:55-60 cm. uzunluğunda, 3 cm. yüksekliğinde, eni sap kısmına yakın yerde 6 cm. baş kısmında 9 cm.dir. Gövdesi ardıç, dut, dişbudak, sarmaşık ve erik ağacından içi oyularak yapılır.

Gövde üzerine yapıştırılan kapak yörede sakız ağacı olarak bilinen çam ağacından yapılmaktadır. Ağaç dik olarak 2-3 mm kalınlığında dilimlenir. Elde edilen kapak (Hartama) ılık suda bir süre bekletildikten sonra yuvarlak bir boruya bağlanarak üç gün bekletilir. Hartama üzerindeki damarların birbirine yakın olması istenir. Bu kemençe sesinin güzel ve tok çıkması içindir.

Kapak üzerinde birbirine paralel 5-6 cm uzunluğunda iki oluk vardır. Kapağın içinden (iki oluk arası) gövdeyi birbirine bağlayan sesin daha iyi çıkması ve kapağın içeriye çökmesini önleyen can direği vardır. Yay 55 cm uzunluğunda abanoz, gül ve fındık çubuğundan yapılır. Atın kuyruk kısmındaki kıllardan oluşan yaya, sürtünmeyi arttırmak için reçine sürülür.

2. DAVUL: Altayca, Sagagca ve Koblayca'da eski Türk çalgı adı Tüngür'dür. Şaman davuludur. Çeremisçe'de tümür davul demektir. Türk-Moğol kabileleri ise davula bar-par diyorlardı. Davul adı bütün Türk lehçelerinde vardır. Karadeniz yöresinde kullanılan davul Anadolu'nun diğer yörelerinde kullanılan davulun benzeridir. Sesinin daha kıvrak ve tiz çıkması için küçük tipte yapılır. 

Karadeniz yöresinde davul iki türlü çalınır.  

1-Kol dirseğini 1-2 cm, geçecek şekilde davulun kayışı kola geçirilir ve davul döndürülerek kayışın koldan kaymaması için sıkıştırılır. Orta parmak ve yüzük parmağı çubuğun içine girer baş parmak kasnağa bağlı küçük meşinin içine sokulur ve elin kasnakla teması sağlanır. Tokmak diğer elin avuç içinde tutulur. 

2-Çubuğun ve tokmağın aynı yüzeyde beraber olarak çalınmasıdır. Genellikle Trabzon'un Araklı ve Sürmene ilçelerinde görülür. 

3. ZURNA: Doğu Karadeniz Bölgesinde kullanılan zurnanın sesinin daha kıvrak ve tiz çıkması için Anadolu'nun diğer bölgelerinde kullanılan zurnalardan daha küçüktür.

Türkiye'de üç çeşit zurna vardır.

1- Kaba Zurna (Trakya ve Tokat)

2- Orta Zurna (Hemen hemen her yerde)

3- Zil Zurna (Karadeniz)

Zurnalar, erik, ardıç, sarmaşık ve dişbudak ağacından yapılır. 23-25 cm uzunluğunda, ağız kısmı (FERMENE) 5,5-6 cm. çapında, kamışın takıldığı ağız kısı ise 1,5 cm. dir. Bu kısma ZİVANA denir. İç delik 9 mm'lik nota delikleri ise 8 mm. lik matkapla delinir. Biri arkada yedisi önde olmak üzere sekiz nota deliği vardır.[14]

4. KAVAL: Karadeniz bölgesinde dilli ve dilsiz olmak üzere iki çeşit olan kaval, 30-40 cm. uzunluğunda olup şimşir ağacın-dan yapılır."[15] Daha ziyade çobanlar tarafından çalınır. Önde 7 arkada 1 olmak üzere yedi deliği vardır.

Dili Kaval iki şekildedir.

a-Diatonik perdeli (Halk arasında dilli düdük de denilmektedir.)

b-Kromatik perdeli (Halk arasında çoban kavalı denmektedir.)

Dilsiz Kaval da iki şekildedir.

a-Diatonik perdeli

b-Kromatik perdeli

5. TULUM: Daha çok Rize ve Artvin illerinde görülür. Tulum-Zurna adıyla da bilinir.Oğlak derisinin tüyleri temizlendikten sonra ayakları yukarı kısmından kesilir ve deliklerden ikisi, hava kaçırmayacak şekilde sıkıca bağlanır. Tabi ki ön ve arka delikler de kapatılır. Geriye kalan sağ ön ayak ile sol arka ayaklardan, sağ ön ayağa tahta boru, arka ayağa da üstü delikli iki boru bağlanır. Böylece meydana gelen alete "Tulum - Zurna" adı verilir. Sağ ön ayağa bağlanan ve ağızlık vazifesini gören tahta borudan üflenerek tulum şişirilir. Delikli borulardan ses çıkmaya başlar. Bu perdeler parmakla idare edilmek suretiyle istenilen hava çalınır.

6.LEĞEN:İçinde öteberi ya da el yıkanan, madenden yayvan kap.

7.BAKRAÇ :Çoğu bakırdan yapılan küçük kova:Kuyu bakracı. Süt Bakracı

8. KUFA : Tahtadan yapılmış,içerisine yiyecek – içecek konula bilen bir tür kazan.

9. GÜĞÜM(GÜGÜM):Bakırdan  yapılmış su kabı.

10. SİNİ: Üzerinde yemek sahanlarını taşımaya yarayan ya da sofra işini gören bakır yada pirinçten yapılmış büyük tepsi.

11. KAZAN: Çok miktarda yemek pişirmeye veya bir şey kaynatmaya yarar büyük, derin ve kulplu kap.